Kyokushinkai Tarihi
Kyokushinkai sanat sporunun dünyada olan gerçek tarihi ve insan medeniyeti ..
İnsan tarihi ve süreci içinde asırlardır insanoğlu silahlı ya da silahsız dövüşe gerek duymuştur.Dünyada insanlar,yaşam boyu kendilerini korumak ve savunmak için dövüş sporları öğrenmeye yeltenmiş ve hayat boyu nesilden nesile geçerek ilim ve teknoloji araştırmaları gibi arkası bitmez buluşlar, teknikler,geliştirmişlerdir.
İnsanlar asırlardır araştırıp buldukları projeyi zaman içinde geliştirip, kaba kuvvet ve düzensiz tekniklerden arandırarak, insan mantığının kabul ettiği doğrultuda yeni buluşlara doğru yeltenmişlerdir.
O tarihteki üstadlar, yeni projeler bulmak için kendi aralarında amansız bir mücadele başlatmışlardır.Dünyamızda, bu karate dövüşü ve savaş sanatlarıyla uğraşanların, faaliyetlerini yalnız ferdi değil, birlik ve beraberliği sağlayacak bir organizasyon çatısı altında yürüttükleri hepimizin malumudur.
Uzak doğu ülkelerinin üstadları, mantıklarına dayanarak insanoğlunun dövüş yapmak için kullandıkları el ve ayak darbelerini karate sanatı olarak telaffuz etmeye teknolojinin zayıf olduğu 1900lü yıllarda başlamışlardı.
O yılların ileri gelen üstadları araştırmalarına çok yönlü, sağlıklı ve geniş bir tekniğe ulaşmaları için büyük bir şevkle çalışmalarına hız vermişlerdir.
Bu arada 1868 yılında Okinavada doğan üstadımız “Ginchin Funakoshi” küçük yaşta karate savaş sanatına başlar. Üstadımız “Ginchin Funakoshi” , dönemin büyük hocalarının eğitimden geçtikten sonra, o dönemde katıldığı müsabakalarda, seminerlerde, dönemin dövüşçüleri arasında Okinavanın en bilgili ve en çalışkan talebesi seçilir. O dönemde bu durumu farkeden Japonya Başbakanı Üstadımız Ginchin Funakoshiyi eğitim ve öğretim için oraya en yakın üniversiteye verir.Üstadımız üniversiteye başlar başlamaz hiç zaman kaybetmeden çeşitli teknikler, projeler ve bunlara benzer birçok projeyi geliştirir.1917 yılından itibaren üstadımız geliştirdiği bu projeleri kısa zamanda dünyanın her yerine yaymayı başarır.
Dünya basını, Üstadımızın geliştirdiği teknikleri karate projesi olarak olumlu, sağlıklı ve insanoğluna son derece yararlı bir sanat olarak dünyaya tanıttı.Bu kültür hazinesinin, tüm insanlara yararlı bir sanat olduğu kanaatine vardılar.
Ginchin Funakoshi üstadımızın karate çalışmalarına başladığı tarihten itibaren 88 yıllık yaşamı boyunca çalıştığı branşlar şunlardır:
Shotokan Karate, Goju kai karate, Wado-kai Karate, Çin Kung-fusu, Tai-Chi, Kempo Karate, Budo spor ve savaş sanatları üzerine çalışmıştır.Bu zaman dahilinde binlerce öğrenci sahibi olmuştur.Binlerce hoca yetiştirmiştir.Yetiştirmiş olduğu binlerce hocaların arasından çıkan ve emsali az bulunan değerli hoca Masutatsu Oyama, hocasının ölümünden hemen sonra yukarıda saymış olduğumuz branşları, en güzel tekniklerini alarak bir branş haline getirerek sadeleştirmiştir.
Bu arada 1957 yılında büyük üstad Ginchin Funakoshinin ölümüyle, öğrencisi olan Masutatsu Oyama, hocasının yerine yepyeni bir branş adıyla geçmiş oldu. Masutatsu Oyama, kendine özel bu branşın adını Kyokushinkaikan Karate olarak tüm dünya birliklerine duyurmuştur.Kyokushin Kaikan Karate, ingilizce deyimiyle “The Strongest karate İn The World”, türkçe anlamı ile, Dünyanın gelmiş geçmiş en düzenli ve en güçlü tekniğine sahip karate branşıdır.
Sosai Mas. Oyama, 1923 yılında güney Korede doğdu.Doğduktan bir kaç yıl sonra ilk öğrenimini yapmak için Tokyoda yaşayan ablasının yanına ailesi tarafından gönderilir. Tokyoda bir taraftan öğrenimini sürdürür, bir taraftan da spor savaş sanatlarına (Karateye) çok meraklı olan Sosai Mas. Oyama bu gibi dojolara kayıt olabilmek için araştırmalar yapar.Bir müddet sonra aradığını bulur, kaydını yaptırır ve aktif çalışmalarına devam eder.
Sosai Mas. Oyama her ne kadar ailesi tarafından Japonyaya gönderilsede doğduğu ana yurdu Güney Koreyi terketmemişti. 1936 yılında Sosai Mas. Oyama ilk gitmiş olduğu Çin Kempo Karate okuluna kaydını yaptırır ve ilk iki yılını doldurur, neticede aynı okuldan 1.Siyahkuşak yani 1.Danı alır.Sosai Mas. Oyama hemen ardından 1938 yılında Japonyada Yamanashi Havayolları Okulunda çalışır.Bir süre sonra üstaddan aldığı karate tekniklerini zaman içerisinde, hocasının olmadığı muayyen günlerde Japon Gençliğine bizzat kendisi asistanlık ederek öğretmeye başlar. 1940 yıllarında 2.Dünya Savaşı esnasında Sosai Mas. Oyamanın tek düşündüğü ve kafasını kurcaladığı olay karatedir.Tek ideali başarmak, başarmak, başarmaktır. Ne enteresan olaydır ki, 2.Dünya Savaşının en sıcak anları yaşanırken bile onun tek düşündüğü karate sanatını daha ileriye götürmek idi.
Sosai Mas. Oyama, bu düşünceler içerisinde başarılarına bir yenisini daha ekleyerek, 1940 yılında Takushoku üniversitesinden siyah kuşağın 2.Danını almaya hak kazanmıştır.
1945 yılında savaştan dolayı harabeye dönmüş dünyamızda ve özellikle Amerikanın Japonyaya atmış olduğu atom bombalarından dolayı Japon halkı korkulu anlar yaşarken dahi Sosai Mas. Oyama kafasında tasarladığı Kyokushin-Karate araştırmalarına devam ediyordu.
Oyama Tokyo şehrinin Suginami-Ku bölgesinde bulunan Eiwa-Karate-Do Teknik Enstitüsünde çalışmalarını sürdürür.Fakat bu enstitü altı ay sonra kapanır.Bunun üzerine Sosai Mas. Oyama 1946 yılında Tokyodaki Waseda Üniversitesinin karate do araştırmalarını sürdürür.Özellikle ( Katana ) Kılıç Samurai silahşörleri hakkında daha sağlıklı bir kaynağa sahip olabilmek için, dönemin ünlü Samurai yazarlarından “Eiji Yoskikawa ve Shiro Ozakiye gider ve onların derin bilgi kaynaklarından çok şey öğrenir.
Oyama, her nekadar hayatının büyük bir bölümünü dağlarda çalışarak geçirdiysede;Bu tür hafif çalışmalar onun için yeterli olmamıştır.Bu nedenle değişik bir uygulamayla Minobu dağına çalışmaya çıkar.Doğanın bu zor şartları altında tek başına çalışır.Bu tür dağ çalışmalarını birkaç kez tekrarlar.Bunlardan birinde Chibadaki Kiyosumi dağında en uzun süre ile onsekiz ay kalmayı başarır.
1947 ve 1948 yıllarında, Japonya ve dünya savaşı esnasında Japonyanın Kyoto şehrinde bir karate şampiyonası organize edilir.Şehrin Maruyama Gymnasium kapalı spor salonunda yapılan bu şampiyonada Oyama şampiyon olur.
Müsabakalar esnasında Oyamanın ilginç ve seri tekniklerden oldukça etkilenen ve hayran kalan seyirciler “Balyoz adam” “Balyoz adam” diye Oyamaya tezaruhat yapıyorlardı.
Oyamanın azimli ve hünerli çalışmaları neticesinde katılmış turnuvada elde ettiği bu büyük başarısında; dağlarda zorlu şartlar altında yapmış olduğu ağır çalışmaların çok fonksiyonu olmuştur.Oyama, ingilizce deyimiyle “Train More Than You Sleep” Türkçe deyimiyle “Yattığından fazla çalış” tabirini benimsemiş;İnançla, azimle ve bilinçli bir şekilde çalışarak kendisini başarıdan başarıya götürdüğünü halkın gözleri önünde ispatlamıştır.
Oyamaya göre Kyokushin-Karate yapan ve gerçek anlamda bir Kyokushin üstadı eli altında yetişen bir Karateka ( Karateci ),ahlakı, terbiyesi, medeniyeti ve halkla ilişkileri çok iyi olmakla beraber kendisine güven duymalıdır.Kyokushin-Karateye yeni başlayan bir karateka ( Karateci )nın acemilik devresini geçmesi için; üye olduğu tarihten itibaren 1001 gün çalışması gerekir.
Üstadlık belgeleri alabilmek ve uluslararası bir karateci olabilmek için ise 10.000 gün çalışır üye olmak lazım gelir.Bu çalışmaların neticesinde insan vücudunda Kyokushin-Karatenin gerçek savaşçı ruhu ve gerçek cevheri oluşur.
Kyokushin-Karate camiası olarak bizim düşüncelerimize göre; Kyokushin-Karate bir spor olmaktan öte, bir uzak doğu dövüş sanatı olarak bütün dünyaca da bilinmektedir.
Bu itibarla kurallarımızın bazı maddelerine göre vuran haklıdır. Özellikle yasal bölgelere etkili vuruşlar yapıldığı taktirde yüksek puanımız olan ippon ( 1 puan ) verilir ve neticede vuran kazanır.
Ülkemizde Budo savaş sanatları ve karate dövüş sanatları ile uğraşan bazı kişilerin, birbirlerine karşı zaman zaman hiç mi hiç saygılı olmadıkları gerçeği, gerek basın yolu ile gerekse toplantı ve seminerlerde görülmektedir.
İşte Kyokushin-Karatenin gerçek eğitimini ve disiplinini gerçek Kyokushin hocalarından alan karateci yukarıda bahsettiğimiz düzensizliğe ve saygısızlığa asla benzemeyecek kadar medeni ve dürüstür.
İşte bu nedenlerden dolayı en büyük hocamız olan Oyamanın disiplini, katı kuralları ve dürüstlüğü neticesinde Kyokushin-Karate branşımız olağanüstü büyüdüğü ve bu sebeble dünyamızı yönetim kolaylığı açısından 13 bölgeye ayırmıştır.
Bizler Kyokushin-Karate Organizayonu olarak bütün dünya insanlarıyla kültür, ahlak, terbiye ve medeniyetimizle kardeşiz, bir aileyiz ve törelerimizde hiçbir zaman saygısızlık yapılmasına asla müsade etmeyiz.
Bu tür davranışlarımız ve disiplinimiz dahilinde kaldığımız müddetçe, hiç süphesizdir ki her vatandaş ailesine, devletine, bayrağına ve milletine faydası olacağı kanaatindeyiz
1950 yılında Oyama, Chibada bir mezbahanın kuruluş yılı dolayısıyla orada bulunduğu sırada insan oğlunu gücünü göstermek amacıyla güreşçi boğaların üzerinde boğa öldürme tekniğini uygulamıştır.Daha sonra değişik zamanlarda ve ülkelerde 47 güreşçi boğa ile dövüşmüş, hepsini yendiği gibi, 4 tanesini de boynuzunu ve kaburga kemiklerini kırmak suretiyle vermiş olduğu ağır darbeler neticesinde öldürmüştür.
Oyama, bu olağan üstü gücün vücudunda bulunduğunu Kyokushin-Karate branşını kurarak bütün dünyaya kanıtlamıştır.
Bu olayın ardından Oyama, bütün dünya devletleri senatörlerinin ve dünya basınının takdir ve tebriklerini kazanmıştı
1951 yılında Amerika Birleşik Devletlerinin Japonyada bulunan askeri birliklerine; Zama kampları olarak bilinen; Fuchu, Taehivaha, Yokohama, Yokusuka, Yokuta ve Tokonozawa kentlerinde bulunan kamplarda, askeri amaçlı karate tekniği ve yakın dövüş sanatını Oyama bizzat çalıştırmıştır.
1952de Chicagoda kurulmuş bir karate organizasyonuna, Kyokushin-Karate branşına dövüşmesi için Japonyada bulunan Oyamaya davetiye gönderilir.Chicagodaki organizasyona Oyamanın yardımı; 11 ay boyunca ders verirken 32 gösteri ve buna benzer birçok sanat eserini, 7 kişi ile dövüşerek başarısıyla ispatlar.
1953 yılında Oyama tekrar Amerika Birleşik Devletlerinin Chicago şehrine gider.Ve orada bir kez daha güreşçi boğalar ile dövüşüp azgın boğanın boynuzunu bir el darbesi ile, kafasından uçurup, yere indirmeyi başarır.Bu olayı gören seyirciler adeta şok olmuştu.
Oyama 1954 yılında ABDden yorgun argın döner ve ardından kısa bir süre için Japonyaya döner. Hiç dinlenmeden, sağlığını hiçe sayarak, hayatını bile bile tehlikeye atarak çalışmalarına devam eder. Chibada bulunan Boso mıntıkasında 3 ay film için çalışır.
Aynı dönemlerde Oyama bugüne kadar elde ettiği bilgi ve birikimlerini karate projesini bir noktada birleştirerek bir okul açmaya karar verir. Tokyo ( Yanık adlı ) Mejiroda ilk okulun açılışını gerçekleştirir.
Daha önceki günlerde ve yıllarda, gerek dağlarda gerekse çalıştığı ve eğittiği değerli ve sadık öğrencilerinden olan A. MİZUSHİMA ve A. YASUDA asistanlarını, açmış olduğu okulda görevlendirir.Bu okul, dünyamızın bir çok ülkesinin karate öğrenmek istiyen insanlarının uğrak yeri olmuştur. Aynı okulda, dünyada onbinlerce kişi Oyamadan faydalanmıştır
1955 yılında ABDden bir üst yetkilisi Oyamayı davet eder.Her zaman olduğu gibi bu davetiyeye de olumlu cevap verir.Amerikaya gittiğinde bir ucundan bir ucuna kadar ders vermek için gider.Amerikada ders verme faaliyetini Kyokushin-Karatenin gizemli ve kendine has olan tekniklerini bütün varlığı ile göstererek sürdürmüştür.Oyama o muhteşem ve nefes kesen gösterilerinden birisi ise elin keskin tarafı ile viski şişesini masanın üstünde durmuş iken bir vuruşta ikiye böler.Bu gösteride Oyama, kendisini seyderenleri büyülemişti.
Oyama, kendi branşı olan Kyokushin-Karateyi kabul ettirmek için gerek Güney Amerika gerekse Avrupanın değişik branşlarından tanınmış en iyi dövüşcüleriyle dövüşmeye karar verir.
1956 yılında Oyama Okinawadan başlayarak Güney Doğu Asya bölgesini kapsayacak bir yolculuğa koyulur.Amaçları doğrultusunda gerçekleri ve yalnız gerçekleri öğrenmek için yüzlerce dövüş stillerden öğrendiği ve kafasına yerleştirdiği bilgi ve birikimlerde, büyük bir heyecanla Güney Doğu Asyada Tokyoya dönmesiyle dünya tarihine geçecek küçük bir okulu daha, Rikkyo Üniversitesinin arkasındaki küçük bir stüdyoda Oyoma Karate Okulu adıyla açar.Burada, yukarıda bahsedilen ve Güney Doğu Asya da değişik stillerden toparladığı bilgi ve birikimleri öğrencilerine vermeye devam eder.
Zaman içinde eğittiği ve gerçek asistanı olarak kabul edilen değerli öğrencilerinden K.Mizushima, E. Yasuda, M. İshibashi ve T. Minamimotoyu açmış olduğu okullarda eğitim vermek üzere görevlendirir.
Kyokushinkaikan genel merkezi olacak ve Oyamanın idealindeki gerçek disiplin ve itibarı sağlayacak şekilde herhangi bir öğrencinin Oyama okuluna kayıt olup çalışmalarına başladığı günden itibaren 1.000 gün çalışması neticesinde acemilik derecesinden üstadlık derecesine terfi edilmiş olur.Üstadlık devresinde ise 10.000 çalışma gününü bitiren bir öğrencinin, bu neticede Kyokushinkai-Karate hayatı başlar.Bu çalışma programını başarı ile bitiren bir öğrenci üstadlık belgelerini almayı hakeder.
1957 yılında Mas Oyama Karate Sanatı ve Kyokushinkai-Karate geleceği hakkında gösteri, tanıtma ve Kyokushinkai-Karatenin kültürünü uluslararası alanda yaymak amacıyla çeşitli ülkelerde okullar açmaya yönelik çalışmalarını sürdürür.
Oyama çeşitli tarihlerde Avrupayı ve ABDyi ziyaret eder.Fakat bir ziyaret, her zaman ki gibi başarılı bir ziyaret sayılmaz.Tabii ki, talih her zaman insanoğlunun yüzüne gülmüyor.İnsanoğlu ne oldum değil, ne olacağım demeli. Oyamanın ABDyi ziyaretinin amacı, gerek ABD gerekse meksika ülkerlerinde güreşçi boğalar ile dövüşmektir. Her iki ülkede de amacına ulaşmıştır. Oyamanın amacı insanoğlunun hayal bile edemediği kaldı ki, yapmak bile mümkün görünmeyen olayları gerçek ve açık bir şekilde halkın önünde yapmaktı.
Önceki yıllarda gerçekleştirdiği gösteriler gibi başarılı geçeceğini düşünen Oyama, beklediğinin tam aksine Meksikada gerçekleştirdiği boğa güreşinde, güreştiği boğaya yenik düşer. Bu azgın ve uyanık boğa Oyamayı çeşitli yerlerinden fevkalade ciddi yaralar verir. Oyama güreşçi boğadan aldığı ciddi yaralardan dolayı altı ay hastanede yatar.
O dönemlerde Japonyadaki okulunda çalışan ve çok sevdiği öğrencileri olan bay Yajima ve bay Matsui üstadlık belgelerini alırlar ve aynı şekilde hizmetlerine Oyama okulunda devam ederler.
1958 yılında Oyamanın yazdığı ” Karate Nedir? ” adlı kitap basılır.Bu kitap Japonyada karate branşlarının kitapları arasında en çok satış rekoru kıran kitap olmuştur.
1958 yılında, yepyeni bir yıla girerken Oyama,bir yaş daha yaşlandığını hiç mi hiç aklına getirmezken, Kyokushin branşının bir ülkeye daha girdiği ve öğretildiği sevincini yaşıyordu.Oyamanın ismi, derin anlam, kişiliği ve benliği ile karateye adamış bir insan üstünlüğü olarak bilinmektedir.Branşımızın üstadı olan Oyamanın yardımı ile Kyokushin branşımızın dünyada ilk temsilcilik yeri Hawaiide Shihan Bobby Lowe tarafından açılır.Japonyaya ulusu dışında, ABDnin resmi olan çeşitli devlet kuruluşları, polis akademileri, Batı noktası adlı yerin Amfibi Komando Birliği yetkilileri tarafından, söz konusu olan birlikleri çalıştırmak, gösteri ve yakın dövüş muharebesi öğretmek için Oyamayı davet ederler.ABDnin çeşitli eyaletlerinde çeşitli zaman ve tarihlerde kaldığı süre içerisinde yukarıda bahsi geçen devlet kuruluşları tarafından Oyamanın bütün masrafları karşılanır.
Oyama, yaşadığı modern dünyamızda zaman içerisinde araştırıp edindiği ve öğrendiği bilgilerle ABDye davet edildiği o yıllarda söz konusu olan birlikleri kendi tekniği ile eğitmiştir.
Netice itibarı ile ABDdeki yetkililerin vardıkları kanaat şöyle olmuştur.Dünyamızın gelmiş geçmiş en gerçek tekniğine sahip olan Oyamanın önderliğindeki Kyokushin-Karatenin ta kendisidir. Modern dünyamızın çeşitli silahları olsa bile yakın muharebe olmadığı yerde hiç bir savaş kazanılmamıştır, denmiştir.Buda yukarıda bahsi geçen ABDde resmi devlet birimlerine verdiği derslerden anlaşılmaktadır.
1959 yılındaOyamanın akıl almaz düşünce ve kararları insanoğlunu hayrete düşürecek ve inanılması güç olan ( Ayı ) ile dövüşmesidir.Fakat bu kararı Hayvanları Koruma Derneği yöneticileri tarafından karşı protesto etmelerinde son anda Nokkaido şehrinde iptal edilir.
Aynı yıl Japonya dışında Hawaiide Kyokushin-Karate Turnuvası düzenlenir ve Oyama bu turnuvaya baş hakem olarak davet edilir.Bu turnuva esnasında her zaman olduğu gibi hünerlerini ortaya koyar.Kyokushin-Karate branşımızın Oyamaya has olan okulun yöneticileri tarafından Japonyada Khinomiya Chibada yaz çalışma kampı yedi gün olarak gerçekleştirilir.Bu kampta gece gündüz dersler arası mola olarak yalnız ve yalnız bir saat zaman verilir.Bu yaz okulu olayı kısa bir zaman da bütün dünyaya yayılır ve büyük ilgi görür.Bugün Kyokushin-Karate bütün dünya ülkelerinde çalışıldığı gibi, belli zaman ve dönemlerde yaz kampı, kış kampı şeklinde kamplar organize edilmektedir
1960 yılında her zaman olduğu gibi Oyama tekrar ABDye ve değişik tarihlerde Avrupaya çeşitli toplantı ve seminerlere katılmak için davet edilir.Bu arada 2.Hawaii Kyokushin-Karate Turnuvası 16 ülkeden 72 dövüşçünün katılımıyla gerçekleştirilir.
1961 yılında ABDnin San Francisco şehrinde Oyama Karate Okulu açılır.1961 yılının ortalarına doğru tekrar 3.Hawaii Kyokushin-Karate Turnuvası organize edilir.Bu arada aynı günlerde Los Angeles Kyokushin-Karate Okulu açılır.Bu kadar kısa bir zamanda Kyokushin-Karate okulları açmak, turnuvalar organize etmekten ciddi bir yorgunluk hisseden Oyama, direncinin yorgunluğunun karşısında adeta yenik düştüğünü gizlemeye çalışıyordu.
Öte yandan, Japonyaya dönen Oyama ilk etapta kendi Oyama Okulunda haftada 3 ders vermeye karar verir.Böylece öğrencinin sağlığı açısından, bir gün çalışıp bir gün dinlenme günü olarak karar alır.Bu arada Kuzey Amerika açık turnuvası ( Madison Square Bardens ) New Yorkta organize edilir.Bu turnuvaya baş hakem olarak Oyama davet edilir.
Bu gerçek tarih yazı dizisinden anlaşılıyor ki, kilometrelerce uzaklıkta olan bir temsilci ile hocası arasında herhangi bir sorunla karşı karşıya kalındığı ve medeniyetsizliğin vuku bulunduğu görülmemiştir. İşte Kyokushin-Karatenin disiplini, işte insan medeniyeti ve işte modern dünyamızın modern Kyokushin Budo Karatesi.
1962 yılında Oyama, Avrupa ve ABD gibi ülkelerde yaşayan çeşitli branşların sporcuları ile tanışmak, dövüşmek ve kendi branşını kabul ettirmek üzere bu ülkelere gider.Bir müddet sonra 4.Hawaii Kyokushin-Karate Turnuvasına katılmak üzere bu ülkelerden ayrılır.Söz konusu olan turnuvasının neticesinde hiç zaman kaybetmeden Oyama, ülkesi olan Japonyaya döner.Okulunda bir çok yabancı ülkelerden 20ye yakın öğrencisinde 1.Siyah Kuşak ile onurlandırır.
1963 yılında Oyama tekrar Avrupa, ABD ve Afrika ülkelerini kapsayan bir geziye çıkar.Oralarda, çeşitli bilgi kaynağını ve değişikliği görür.Bunun üzerine büyük bir memnuniyetle temsilcilerini tebrik eder.Oyama, herşeyden emin bir şekilde uluslararası Kyokushin Temsilcilerine böylece tam not verir.
Oyama Japonyaya döndüğünde müruru zamana uğramadan yardımcılarıyla bir toplantı yapar.
Bu toplantının içeriği ve sonuç itibariyle Kyokushinkaikan-Karate branşının genel merkezi Tokyonun İkebukuno şehrinde Honbu olarak kurar ve dünyaya bundan böyle seyyar bir organizasyon değil, merkezli bir Kyokushinkaikan-Karate ve kalıcı genel merkezini Honbu olarak dünya temsilcilerine müjdeler.Hemen ardından Amerika Birleşik Devletleri 2.Kyokushin-Karate Açık Turnuvası Hartford şehrinde organize edilir.
1964 yılında Maceracılar ( Muay Thai, Kick Boks ) yani bu yukarıda yazdığım branşın sahibi Oyamaya tehdit savurur, meydan okur.Bu olay üzerinde Oyama fevkalade durur.Hemen ardından okulunda yetiştirmiş olduğu öğrencilerinden üçünü seçip yanına alarak Taylanda gider.Orada organize edilen turnuva neticesinde Taylandlılar ve Muay Thai, Kick Boks sahibini büyük bir hüsrana uğratılır.Bir branş sahibinin büyük konuşup meydan okuması elbette onu yanılgıya uğrattı.Böylece Taylandlılara iyi bir ders verildi.Bu olay dünya dövüş branşları arasında büyük bir ilgi ile izlendi.Değerli meslektaşlarım atalarımızın dediği gibi ” Başkalarının tokadını yemeyen kendi tokadını balyoz sanır. ” tabirini unutmamak gerekir, el elden üstündür. Bu maceranın ardından hemen eski Japonya Başbakanlarındna E.Sato Nobel ödülünü o dönemlerde alan insan Kyokushin-Karate branşında yönetim kurulunda en önemli görevleri üstlenir ve Oyama aynı tarihlerde Uluslararası Kyokushinkaikan genel direktörü olur.Dolayısı ile Uluslararası Kyokushinkaikan-Karate Organizasyonu resmen Tokyo İkepukuroda Honbu kurulur.ABDden biri Gürcistan Devleti, Cumhuriyet Üniversitesi yetkililerinden ders, teknik, karate faaliyetini orada da öğretmeye gider ve bir ay boyunca orada kalır.
1965 ylında Oyamanın kararı ile 320 yıl önce inşa edilen Magatoro Saitama dağında Mt.Mitsumine Manastırlarında kış kampı olarak organize edilir.Bu kamp sadece Kyokushin üst yetkilileri ve dünyadaki bütün temsilcilere katılma izni verilir.Gün doğup batışına kadar şu kısa bir zamanda Oyama Kyokushin-Karate geleceği hakkında çalışmalar yapar.
Ard arda çıkardığı çeşitli kitap ve kitapçıkları yazar.
Önceki yazı dizimizde adlarını verdiğimiz kitaplar ve bu yazı dizimizin sonunda değişik yıllarda ve zamanda basılan Oyama kitaplarının adlarını vereceğiz.Örneğin : 1965 yılında yazdığı ( This is Karate ) Karate Budur, adlı kitabı 300 yapraktan, 20.000 Fotograf ve terim açıklamalarıyla oluşan bu kitap çok değer kazandı.Bu vesile ile Kyokushinkaikan-Karate bu kitap ile bir tarih olduğunu her zaman göstermektedir. Önümüzdeki yazı dizisinde Kyokushinkaikan-Karate tarihinde ard arda gelen ve heyecan dolu Oyamanın kararları doğrultusunda 100 kişi ile kimlerin dövüş yapıp başardığı ve Kyokushinkaikan-Karate tarihinin en ağır ve en anlamlı bu heyecan dolu yazı serüveni önümüzdeki yazıda devam edeceğiz….
1965 yılının ortalarında doğru Oyamanın kararı doğrultusunda İngiltereden Shihan Steve Arneil Japonyada iken karate eğitimini bitirmek üzere ve 1.Siyah kuşağını alabilmesi için çeşitli sınavlardan geçtikten sonra 100 kişi ile kumite ( dövüş ) yapması lazım gelir.Böyle bir karar Oyamanın öğrencileri için almış olduğu kararların en ağırıydı.
Dolayısı ile Kyokushin Tarihinde 100 kişilik kumiteyi ve zorluğu ilk kazanan İngiltereden Shihan Steve Arneil olmuştur.Kazanmanın neticesinde kendi ülkesi olan İngiltereye döner ve o ülkenin branş şeflik ünvanını elde etmiş olur.
Öte yandan Oyamanın yetiştirdiği öğrencilerinden Bay K.Kurosaki ABDnin New York şehrinde ders vermesi için gönderilir.
Bu arada “Dinamik Karate” adlı kitabı Japon Basını Japon Dergisi olarak yayınlar.Hemen ardından “Modern Karate” kitabı da yayınlamak üzere çalışmalara başlanır.O yıllarda böyle bir kitap ve dergi yayınlandıktan kısa bir süre sonra Japon Basını ve kamuoyu arasında büyük beğeni kazanır.Oyama Japonyada öz kardeşi olan S.Oyamayı yetiştirdikten sonra Amerika Birleşik Devletlerine hem branş şefi ünvanıyla hem de ders vermesi için gönderir.
Kısa bir zaman sonra Amerika Birleşik Devletlerinde Uluslararası Kyokushin-Karate Organizasyonu adı altında bir Organizasyon tescil edilmiş olur.Takibeden günlerde de Güney Amerika Kyokushin-Karate Organizasyonuda tescil edilmiş olur.
Oyama aktif çalışmaları doğrultusunda dünyanın çeşitli ülkelerinde olduğu gibi büyük beğeni kazanır.Halk bu olayı benimsedikten sonra ünlü mankenler, devlet başkanları, senatörler ve çeşitli sinema aktörleri ve benzeri ünlüler hocamızdan ders alırlar.1966 yılının başında İngilterede Sean Connery 007 diğer adı James Bond Japonyaya gider ve orada Oyamadan ders alır.
Öte yandan ABDde bulunan Oyamanın kardeşi S.Oyama tekrar Japonyaya çağrılır.Oyamanın organize ettiği 100 kişilik kumitede dövüşerek başarısını ispatlar.Yukarıda söz konusu olan İngiltereden Bay Steve Arneilden sonra dünyada Kyokushin Tarihinde 100 kişilik kumiteyi başarıyla tamamlayan 2.kişi olur.
1967 yılında Bay K.Kato karate dersi vermek için Avusturalyaya gönderilir ve aynı tarihte “Karate Hayatı” adlı Kitabı yayımlanır.
Hollandadan Bay Loek Hollander, Japonyada organize edilen 100 kişilik kumite ile dövüşüp kazandıktan sonra Hollanda branş şeflik ünvanını ve aynı zamanda Avrupa Ülkelerinin başkanlığını elde etmiş Bay Loek Hollanderdır.
1967 yılından itibaren 12 yıl boyunca hem kendi ülkesi olan Hollandanın branş şefi hemde Avrupa Başkanı olarak görev yapar.Bugün 1989 yılı itibariyle Avrupa Başkanlığından alınıp genel merkezi Tokyoda bulunan “Dünya Kyokushin-Karate Birliği”nin Danışmanlığına getirilir.Shihan Loek Hollender halen danışmanlık ve Hollanda branş şefliği görevlerini sürdürmektedir.
1998 yılı itibariyle rütbesi 7.Dan Siyah kuşaktır.Oyama kişilik bakımından teknik gücü bakımından olağan üstü bir yapıya sahipti.Dünya çapında binlerce, milyonlarca öğrenci yetiştirmiştir.Özellikle Japonyada öz okulunda ona en yakın ve başarılı öğrencilerinden teker teker dünyanın bir çok ülkesine ders vermek için gönderir.
Bu hocaların tüm masraflarını ve sorumluluğunu Oyama ve organizasyonu üstlenmiştir.Böyle bir uygulama ve insan sevgisinin dünyada eşi ve benzerine günümüze kadar rastlanmamıştır.1968 yılında S.Ogurayı ders vermek için Brezilyaya gönderir.Hayatın akışı iyi veya kötü geçmektedir.Öte yandan gece gündüz demeden hiç usanmadan hem karateyi düşünür, hemde insanların ellerinde karate rehberi olsun diye Oyama 100lerce kitap yazarlığını üstlenmiştir.
İyi bir karate üstadı olduğu kadar, iyi bir karate yazarıda olduğunu kitaplarda ispatlamıştır.Kitaplarının bir taneside ” Hayat Hikayesi ve Dövüşerek Dünyayı Dolaşmak” adlı kitabı Japonyada basılır.Bu tarihçemizde yukarıda yazmış olduğumuz kitapların, dergilerin adlarıyla dünyanın heryerinde satıldığı gibi henüz ismini vermediğimiz onlarca kitaplarıda önümüzdeki günlerde isimleri ile beraber vereceğiz.
Oyama her zaman olduğu gibi dünyadaki birliklerin ziyaretine başta ABD olmak üzere Hawaii, İngiltere, Avrupa ve Ürdüne uzunca bir yolculuğa çıkar.Bu sefer ki Avrupa ziyaretinde 1968 yılında Avrupanın tüm branş şefleri Hollandanın Amsterdam şehrinde Oyama önderliğinde toplanır.
Görüşmeler neticesinde Avrupanın birliğini sağlamak üzere Avrupa Kyokushin-Karate Organizasyonu adıyla bir çatı altında kurulmuş olur.Bu uzunca ziyaretin son durağı Orta Doğunun bir ülkesi olan Ürdünün o dönem ki kralı olan Hüseyine ders verir. 1968in son aylarında Avusturalya başarısıyla Kyokushin-Karatenin çok iyi bir işbirliği sağladığından bir çatı altına gelerek ” Avusturalya Kyokushin-Karate Organizasyonu ” kurulur.
Bu sistemin TÜRKİYEDE Federasyon olması için 2012 yılında başlanmıştır, ciddi anlamda Spor Bakanlığına dosyası verilmiş ve çalışmalar başlatılmıştır. Türkiye olarak bu sistemin federe olması için tüm bu sistemi çalışan arkadaşların güç birliği yapmalı ve gücümüzü bir yerde toplamalıyız. Büyük üstadın yukarda yaptıklarını bizlerde burada yapmalıyız. Bu duygu ve düşünceler içerisinde olalım.
Selam ve saygılarımla. Emeği olan ve bu yazıyı kaleme alan herkese çok teşekkür ederim.
BÜLENT MEMECAN
Kyokushinkai Federasyonu Başkanı